Bu üründen 175 adet satılmıştır.
Dergi: Yedikıta | Fiyat: 5,00 TL | |
Bundan 110 sayı önce, “Bir padişah nasıl yetişir?” demiş ve konuyla alakalı yazımızda şehzadelerin eğitimine eğilmiştik.[1] Şüphesiz Osmanlı padişahları, genel manada iyi bir eğitim almışlardı ve bu tahsilleri, daha beşikteyken başlıyordu.
Yükseliş devrinden devletin nihayetine kadar her padişah yüksek bir ilim ve kültür zenginliği içinde yetişti. İçlerinden birkaç tane yabancı lisan bilenleri, hüsn-i hatta mahir ve divan sahibi olanları çıkmış, fakat hepsi de her fırsatta sadaka-i câriye niyetiyle hayır hasenat yapmaktan ve vakıf kurmaktan geri kalmamıştı.
Başta kendi sarayları olmak üzere, inşa ettirdikleri külliyelere kütüphaneler kurdurmuş, hatta buraların koleksiyonlarını zenginleştirmek için saraydan dahi kitap göndermişlerdi.
Onlar için kitapla dostluk etmenin yeri ve zamanı olmazdı. Topkapı’dan Davutpaşa Sarayı’na gitmek ile İstanbul’dan Mısır’a gitmek arasında bir fark yoktu. Her iki halde de kitapları yanındaydı. Bir farkla ki; birinde kadife minderde, diğerinde eyer üstünde kitap okurlardı.
Sünnet olan bir şehzadeye verilen en güzel hediye, kıymetli kitaplar olurdu mesela. Peki, sultanlardan birinin, kitap okumaktan gözleri bozulduğu için mercek kullandığını duymuş muydunuz acaba?
Bu ay kapak dosyamızı, kitap dostu padişahlara ayırdık. Kurdukları kütüphanelerden, hangi kitapları, nerede ve nasıl okuduklarına kadar pek çok detaya yer verdik. Dosyamız için, Osmanlı kitap ve kütüphane kültürü çalışmalarına ömrünü vakfetmiş sayın Prof. Dr. İsmail E. Erünsal da kitapların fethettiği sultanlarla ilgili kıymetli bilgilerini bizimle paylaştı.
İstifadeli ve bol okumalı yeni bir dönem dileriz.
[1] Adem Fidan, “Bir Padişah Nasıl Yetişir?”, S. 23 (Temmuz 2010), s.36-43.