Bu üründen 184 adet satılmıştır.
Dergi: Yedikıta | Fiyat: 5,00 TL | |
Dünyadaki en büyük Müslüman azınlığın yaşadığı bir ülkedir Hindistan. Buradaki 200 milyondan fazla Müslüman, 1947’deki bölünmeden sonra çok eziyet çekmiş ve dünyanın diğer Müslümanları tarafından unutulmuş olmakla beraber, bugün yine bu devasa coğrafyada yaşamaya devam ediyor.
Halbuki Hint ülkesinin çok güçlü bir İslâmî arka planı vardır. Ve bu resmin en güzel detayları, başta Serhend ve Delhi’de yaşanmış tasavvufî hayattadır.
Çiştiyye, Sühreverdiyye, Kâdiriyye derken, neredeyse Bâbürlülerin tarih sahnesine çıktıkları tarihlerde, Nakşî silsilesinin bir sonraki halkası, Asya’nın ortalarından güneye doğru bağlanır ve Nakşibendîlik, Delhi’de de filizlenir.
Bu devir; bölgedeki Müslümanların bid‘atlere düştükleri, Ehl-i Sünnet’e düşmanlık edenlerin Bâbür sarayında nüfuz sahibi oldukları, Din-i İlahî fikriyle şirke düşüldüğü bir devirdir. Bu durumun en büyük müsebbiplerinden olan Bâbürlü Sultanı Ekber’e ve etrafındakilere karşı tek başına, en büyük mücadeleyi veren zât, İmam-ı Rabbanî (k.s.) Hazretleri olur. Bu sebeple o, Müceddid-i Elf-i Sânî diye anılmaktadır.
Tam da bu sıfatın ifade ettiği mana çerçevesinde, kendisinden sonraki Nakşî şeyhleri de aynı hassasiyetle mücadeleye devam etmişlerdir. Fakat bir farkla ki artık, başta Evrengzîb Âlemgir olmak üzere Bâbür sultanları, kendileriyle dostane münasebetler kurmuşlar, hatta müridliklerine talip olmuşlardır.
Hindistan’da, tarihin gördüğü en büyük fitnelerden birine karşı verilen en büyük mücadele, bu ay dergimizin kapak dosyası olarak sizlerle.
İstifadeli okumalar dileriz.