Bu üründen 107 adet satılmıştır.
Dergi: Yedikıta | Fiyat: 10,00 TL | |
Abbasîleri, sadece Emevîlerin yerine kurulmuş bir devlet olarak telakki etmek doğru değildir. İslâm tarihinin bu ikinci hanedan devleti zamanında özellikle fikir hayatı, ticarî hayat ve şehirleşme konularında çok büyük gelişmeler kaydedilmişti. Üstelik bu terakki, bütün dünyayı derinden etkilemiştir. Zira Abbasîler; Mısır’dan Suriye ve İran’a, oradan da Türkistan ve Hindistan’a kadarki coğrafyaya hükmeden bir cihan devleti kurmuş ve bu topraklarda yaşayan pek çok farklı unsuru, tek bir çatı altında birleştirmeyi büyük ölçüde başarmıştı.
Onlarca dilden Arapçaya tercümelerin yapıldığı Beytülhikme’de dünyanın çeşitli yerlerinde yazılmış yüzlerce kitap toplanıyor, kitap temini için görevlendirilenler, uzak diyarlara gidip Abbasî başşehrine yeni hazineler kazandırıyordu. Tıp, astronomi, hikmet, matematik vb. konulara dair bu eserler, Beytülhikme diye anılan akademide toplanıyor ve Arapçaya tercüme ediliyordu. (Bugün Amerika ve Çin’in benzer bir faaliyet yürüttüğü malumdur.)
Zamanla Avrupalılar, eski Yunan eserlerini okuyabilmek için Arapça öğrenir olmuşlardı. 12. asırda ise tersine bir akışla, Arapça ilim ve hikmet eserleri, Latinceye tercüme edilmeye başladı. Asırlar sonra, bu çağdaki fikir hareketliliğine, “12. yüzyıl rönesansı” adı verilecekti. Nitekim Avrupalılar, kendilerine “temel” addettikleri kitaplardan bazılarına, bu Arapçadan Latinceye tercümeler sayesinde ulaşabilmişlerdir.
Abbasîlerin kurduğu Bağdat, kısa süre içerisinde kozmopolit bir metropol hâlini almıştı. Bu durum, o zamana kadar karşılaşılmayan büyük meselelerle uğraşmayı ve çözüm
arayışını beraberinde getirmiş, neticesinde de şehir, ileri seviyede bir bilgi birikimine ve tecrübe aktarımına sahne olmuştu.
“Çağını Aydınlatan Hanedan” Abbasîler, sizleri bekliyor. İstifadeli olması temennilerimizle, Berât Kandili’nizi tebrik ederiz...